Yıpranmasın diye açıklanması seçim kararına kadar ertelenen 6’lı Masa’nın cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere genel başkanlar ilk kez 2 Martta Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde toplandı. İYİP Gen Bşk Akşener dışındaki genel başkanlar CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu’nun adaylığını savundu.
Akşener, adayın, kamuoyu anketlerine de bakılarak belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, Ankara BB Mansur Yavaş ve İstanbul BB Ekrem İmamoğlu’nun da ismini masaya getirdi ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktı ve konuyu partisinin kurullarına taşıyacağını söyledi.
Adayın ismi verilmeden ‘Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin genel başkanları olarak 28. Dönem TBMM ve 13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak cumhurbaşkanı adayımız ve geçiş süreci yol haritası konusunda ortak bir anlayışa ulaşmış bulunuyoruz. Nihai açıklamanın da 6 Mart Pazartesi günü yapılacağı’ duyurusu imzalandı.
Pazartesi günü açıklana kadar Kılıçdaroğlu’nun değişebilme ihtimali söz konusuyken, Akşener konuyu parti kurullarına taşımadan Kılıçdaroğlu Mehmet Ali Kulat ve bazı gazetecilere 6’lı Masa’nın ortak adayı olduğunu açıkladı, haberi yapabileceklerini söyledi. Akşener’in imzaladığı metinde Kılıçdaroğlu’ndan değil; sadece adayın belirlendiğinden söz ediliyordu.
Başta cumhurbaşkanı adayı olmak üzere tüm kararları oy birliğiyle alınırken Akşener’in karşı oyuna rağmen, Kılıçdaroğlu maç devam ederken kuralları değiştirdi, oy çokluğu ile adaylığını ilan etti.
Aday olması için Akşener’in oyuna gerek olmadığını söyledi. (CHP listelerinden milletvekili adayı olacak olan) 4 genel başkanın kararının yeterli olduğunu söyledi.. Akşener ‘masada kalmamın bir anlamı yok’ deyince Kılıçdaroğlu kapıyı göstererek ‘gidebilirsiniz’ dedi. Akşener, konuyu MGK’ya getiremeden Kılıçdaroğlu’nun adaylığını ilan etmesine 'Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz' diyerek sert tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu kahvaltıda ciğer, öğlen yürek mi yedi de bu hale geldi? Yoksa Erdoğan’ın değirmenine su mu taşıyor? Bence ikisini de yapmıyor. Peki, yola çıktıklarını değil de yolda bulduklarını neden mi tercih ediyor? Kendilerine göre; stratejik bir proje!
Strateji fırsat ve tehditleri bir arada görebilme, fırsatlardan sırasıyla yararlanırken, tehditlere karşı sırasıyla önlem alabilme becerisidir.
Akşener’in ‘HDP ile aynı masada oturmayız, HDP gelirse biz masadan kalkarız’ sözü; Kılıçdaroğlu’nun bugün takip ettiği yol haritasını çizdi. ‘Hiç merak etmeyin bütün taşlar yerine oturacak, (İYİ Partisiz) Millet İttifakı genişleyerek devam edecek’ ifadesiyle Kılıçdaroğlu ne yaptığını açıkladı. Mevcut sistem HDP’yi anahtar konumuna getirdiği için, Akşener’in masadan kalkması, yerine veya yakınına HDP’nin oturtulması gerekiyordu.
İYİ Parti seçmeni her durumda Erdoğan karşısındaki adaya oy vereceğine göre Kılıçdaroğlu bu oyları garanti gördüğü için Akşener masadan kaldırılırsa, ufak tefek tavizle HDP’nin desteğini de alabilir. Kılıçdaroğlu’nun bu makas değişikliği yıkıcı; üzüm yemekten çok öteye bağcıyı dövme eğilimi göstermeseydi, bir şekilde amacına ulaşabilir, evdeki hesap çarşıya uyabilirdi.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun kırıp, dökmesi, Ankara BB’de grup kurabilmeleri için İYİP’ye geçen CHP’li meclis üyelerini istifa ettirmesi, Akşener’le görüşmek isteyen İmamoğlu ve Yavaş’ın nerede görüşmeleri ve ne söylemeleri gerektiği CHP Gen Merkezince belirlenmesi, CHP’ye de Türkiye’ye de çok pahalıya mal olabilir.
Başkanları dara, zora sokacak istifalarla ne elde etmeyi düşünüyor Sayın Kılıçdaroğlu? Kılıçdaroğlu’na karşı hiçbir yanlışı olmayan Başkanlara bu yolla ayar mı vermeye çalışıyor?
Konya’da bir markette erkek arkadaşı tarafından feci şekilde dövülen genç kadın karakolda kendini dövenden değil; dövülürken yardım etmeyen, onu kurtarmayan müşterilerden davacı oldu. Erdoğan karşıtlarının oyunu ‘cebinde görmek’ hayal görmekle eş değerdir. Oy verilmez, alınır. Düşeni kaldırmak görevimizdir, ancak kendini yere atan için de yapılacak bir şey yok.
İYİ Parti aldığı oydan çok daha fazlasını sağlıyor Millet İttifakı’na; yokluğu başkaları tarafından doldurulamayacak müthiş bir boşluk yaratacaktır. HDP’nin getirisi, götürüsü tartışılır. Akşener’in 6’lı Masa’dan ayrılmasının ardından doğacak boşluğu sadece HDP değil; hiçbir parti dolduramaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘İstanbul düşerse, Türkiye düşer’ derken MHP Gen Bşk Bahçeli ‘Ankara ve İstanbul düşerse sadece belediye başkanları değişmez, Erdoğan’ın meşruiyeti tartışma konusu olur, arkasındaki halk desteğinin çekilmesi anlamına gelir’ demişti yerel seçimlerden önce.
Ankara ve İstanbul’un yanında büyükşehirlerin tamamına yakını Millet İttifakı / CHP adayları tarafından kazanıldı. MHP ve AKP’nin ilk iki sırayı paylaştığı Adana da gitti, Mersin, Antalya da. HDP Eş Genel Başkanı Sancar, ‘Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda nasıl bir yol izleyeceğimizi açıklamıştık ancak depremin yarattığı sarsıntının ardından cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini yeniden değerlendireceğiz. Süreç devam ediyor’ dedi. Bana göre; söz konusu olan Maraş depremi değil; 6’lı Masadaki siyasi depremdir.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi demokrasi herkesin değil; azınlıkların da haklarını koruyarak çoğunluğun tercihlerinin hayata geçirildiği sistemdir. Millet İttifakı’nın lokomotifi CHP ve İYİ Parti’nin yanındaki partilerin kararda eşit hakka sahip olması, demokrasinin gereği değildir. Birlikte hareket eden Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, tek başına Kılıçdaroğlu’ndan da Akşener’den güçlü olmasının izahı olamaz! Misafir ev sahibinin yerine geçemez, geçerse böyle olur.
Hukukçu Ersan Şen, Cumhurbaşkanlığı adaylığına talip ve hazır olduğunu canlı yayında açıklayınca Akşener tarafından arandığını söyledi. Görüşecekler. Bir devleti ebediyen yaşatacak ne petrol ne ne gazdır, eğitim ve adalettir. Adaletin sağlandığı yerde eğitim de düzelir. Hz Ali ‘Devletin dini adalettir’ derken Nizamülmülk ‘İnançsız yaşanır ancak adaletsiz yaşanmaz’ diyor. Ben daha önceden Prof Dr İlber Ortaylı ve Prof Dr Ersan Şen’in adaylığı hak ettiğini yazmıştım. Şen’in, Akşener’le arasında geçen konuşmayı olduğu gibi aktarması henüz hazır olmadığını gösteriyor.
Sayın yazar,uzun süredir yazılarınızı takip ediyorum.İlk kez bu kadar gerçeklerden uzaklaştığınızı görüyorum.Tespitlerinizin hemen hemen hiçbirine katılmıyorum.Bu olayda Kılıçdaroğlu'nu baş sorumlu göstermek için çok çaba göstermişsiniz ama hiç inandırıcı olmamış.Bu kadar sol düşmanlığı fazla kaçmış.Dozu iyi ayarlayamamışsınız.Yine de kaleminize sağlık.